ORGANİK HAKLAR
Tabiat, toprağı, çölü, okyanusu,
havası, dağı, kayası, denizi, ırmağı, gölü,
her türden bitkisi, mikro organizmasından
en büyük memelisine kadar uyumlu bir bütündür.
Her canlı, doğar, yaşar ve ölür.
Sen veya ben koymadık bu kuralı.
Her canlının doğmaya,
müdahalesiz bir yaşama
ve huzurlu bir ölüme hakkı vardır.
Bildiğimiz evrende dünya denilen bu küçük gezegenin başka benzeri yoktur. İçindekilerin canlı, cansız hepsi kutsaldır.
Bu varlıkların şu anki varlıklarının yanında, geçmişlerinin ve geleceklerinin garanti altına alınması adına bu metin yazılmıştır.
Günümüz İnsanı, doğanın kendine hizmet ettiğini düşünen ve onu acımasızca parça parça değiştiren
ve parça parça yok eden kibirli ama kısa akıllı bir varlıkdır.
Biyolojik sınıflandırmaya göre ise primatlığını ötesinde bir ekosistem parazitidir.
Bu gerçeğe rağmen;
Varlığı kutsal sayılan insanın,
Dünyanın kendisine ve içindeki varlıklara
Bir gün, hak edittiği saygıyı göstereceği
ve onun uyumlu bir parçası olabileceği
inancı ve umuduyla yazılan bu metin
çevrecilerin katkılarına açık bir kaynaktır.
DOĞANA VE HENÜZ DOĞMAMIŞA SAYGI
Bu hakkı, reddebilecek tek şey, o canlının annesidir.
Hiçbir canlıya eziyet etmeyin,
annelere, doğmamışlarına, yeni doğanlarına ve yavrulara
yardım edin, asla asla öldürmeyin.
Bütün canlıların doğmaya
ve hayata tutunmaya hakkı vardır.
YAŞAMA HAKKI
Hiçbir ayrıma varmadan, her canlı türünün ve bireyin yaşama hakkı vardır.
Bireylere, bir kesime, topluma
veya otoriteye karşı suç işleme hallerinde dahi bu hak kişilerin elinden ceza olarak
alınamaz.
Baskın durumdaki otoriteler bu duruma muhalefet edemez.
Bunun tek istisnası, hastalık ve benzeri durumlarda, insanında içinde bulunduğu tabiat sağlığını ön planda tutularak, soruna sebep olan bireyin
veya bireylerin
mücadele kapsamında
etkisiz hale getirilmesidir.
Bu istisnai durum, insan türü için de geçerlidir. Yani eğer bir insan veya insan grubu diğer insanlar üzerinde
veya tabiat üzerinde hastalık yaratıyorsa, mikrop yada diğer türlere olan muamele ile karşılacaktır.
Bu hak elinden alınmak istenen canlının iş nereye giderse,
direnme ve savunma hakkı vardır
ve sonuçları suç sayılamaz.
YOLCU
İkna olmadın! Neşet Ertaş'a havale ediyoruz
Bir anadan dünyaya gelen yolcu, Görünce dünyaya gönül verdin mi? Kimi böyük kim böcek kimi kul, Merak edip hiçbirini sordun mu? Bunlar neden nedenini sordun mu?
İnsan ölür ama ruhu ölmez, Bunca mahlukat var hiçbiri gülmez.
Cehennem azabı zordur çekilmez, Azap çeken hayvanları gördün mü?
İnsandan doğanlar insan olurlar, Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepsi de bu dünyaya gelirler, Ana haktır sen bu sırra erdin mi?
Vade tekmil olup ömrün dolmadan, Emanetçi emanetini almadan, Ömrünün bağının gülü solmadan, Varıp bir canana ikrar verdin mi? Varıp bir cananın kulu oldun mu?
Garip bülbül gibi feryat ederiz, Cahiller elinde küskün kederiz.
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz,
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
VAHŞİ HAYATA SAYGI
Asla avlanmayacaksın, Esir tutmayacaksın, Eziyet etmeyeceksin!
İnsan artık
karnını doyurmak için değil,
tabiatta dolaşma ve spor maksatlıyla
ava çıkmaktadır.
Dolayısıyşa, artık silahların yerini,
fotoğraf makinelerinin
almasının zamanı gelmiştir
Av mevsimlerinde,
birkaç kuş veya tavşan
değil öldürülen.
Türler silliniyor coğrafyalalardan
Derisi, kürkü, ayağı, kafası, tüyü,
boynuzu, dişi, güzelliği
veya sesi için hiçbir hayvanı
esir tutmayacak,
eziyet etmeyeceksin
veya öldürmeyeceksin.
Yabanıl bir yaşamın,
kanı veya esareti
senin için süs yada geçimlikte
olamaz.
Böyle bir ekonomik
faaliyetlerin sürdülrülebiliriliği yoktur.
Doğa üzerinde
geri döndürülemez hasarlar yaratmaktadır.
GIDA İÇİN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ :(
Sağlık maksatlı denekler ve gıda maksatlı olarak çiftlik hayvanları dışında yetiştirmeyeceksin.
Kuşlar ve balıklar dahil, yetiştirmediğin sürece asla bir hayvanı yemek yada başka bir maksatla öldürmeyeceksin.
Balık çiftliklerinde, kümeslerde, besihanelerde,
meralarda yetiştirilmeyen
hiçbir hayvan türüinin insan tüketimi için
sürdürülebilirliği kalmamamıştır.
Bir hayvan gıda maksatlı olarak katledildiğinde ise azamisi ziyan edilmeden tüketilmelidir. Derileri, kemiği gibi parçalarından elde edilebilecek maksimum fayda o hayvanın canına borcumuzdur.
Masum bir hayvanın, canına kastınız için bağışlanma adına, önce hayvana, sonra inancınız ölçüsünde yaratıcıya dua ediniz.
Asla bir hayvanın etini zevkle ve fazla yemeyiniz. Sadece dengeli beslenmenin gereği kadar çeşit ve miktarda tüketiniz.
Bilim dünyasının, dengeli beslenebilmek için hayvan ölümlerine gerek bırakmayacak başarılar elde etmesi umuduyla.
Kozmetik ürünleri asla sağlık ürünü değildir.
GIDA İÇİN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ - tam metin
BÖCEKLERE SAYGI
Arıları ve diğer böcekleri koruyacaksın. Böcekler yaşamın has halkasıdır.
Böceklerden tiksinme,
sen tiksinirsin de onlar sana bal yapar,
sen tiksinirsin de onlar senin meyvanı döller,
ipek yapar,
toprağı canlı tutar.
Diğer hayvanlar için,
besin zincirinin en büyük halkasıdır.
Onlara karşı hiç bir ilaç kullanmayacaksın.
Sana zararlı görünen her böceğin
bir varoluş amacı vardır.
Bunlar senin elde etmek istediğin
kısa vadeli ekonomik faydalar ile çelişebilir.
Bu durumlarda
onları uzaklaştıracak bitkiler
ve kokular kullan.
Böceği öldüren zehir
sana da zararlı asla unutma.
Sakun,
sığ suları ve bataklıkları kurutma.
SUYUN İÇİNDEKİLERE SAYGI
Sünger, inci, mercan hiçbir şeye el sürmeyeceksin. Ahtapot, yengeç, ıstakoz, istiridye yemek yada başka maksatlı çıkarmayacaksın.
Denizlerin dengesi çoktan şaştı,
Su çiftliklerinde yetiştirilenler dışında,
avcılık yapılarak çıkarılan ve toplanan
deniz ürünlerini tüketilmesi
sürdürülemez hale gelmiştir.
Ayrıca, deniz kuşlarını
veya deniz memelilerini,
kaplumbağaları rahatsız
etmeyeceksin.
Onların,
yaşam ve üreme sahalarını
turizm maksatlı dahi
işgal etmeyecek
gezmeye gitmeyeceksin.
Sınırlı şekilde bilimsel
veya belgesel nitelikli ısındırmak maksatlı,
Inceleme, araştırma ve çekim
yapılabilinir.
TOPRAĞA, BİTKİLERE VE TARIMA SAYGI
Toprağın ve Bitkilerin ruhu olmadığını düşünerek ne çok yanılıyorsun.
Her canlı formu kutsaldır.
Bir küçük çekirdekten
koca bir elma ağacı olurda,
sen onu sulu sulu yersin.
Toprağı zehirleyip, doğadaki bitki çeşitliliğini riske edecek
tarımsal faaliyetler yapmayacaksın.
Onların gen haritasını bozmayacaksın.
Onlar yaşam zincirinin ilk halkasıdır.
İlk halka olan bitkiler yaşamı
Toprağa, suya ve havaya bağlarlar.
Onlarla oynarsan,
ilk halkayı koparırsın ve zincirin son halkası olan insan
ne kısa akıllıdır ki
kendi yaşam bağının ilk halkasını
değiştirir, zehirler, keser, yolar, ezer,
yalnızlaştırır.
Tarımsal faaliyetlerinizi, olabildiğince
küçük küçük adalarda yapınız. TOPRAĞA, BİTKİLERE VE TARIMA SAYGI - tam metin]
ORMANLARA AYRICA SAYGI
Her türlü ormancılık faaliyetleri bitmek zorundadır. Orman ürünü diye bir şey yoktur.
Kavak, bambu ekimine benzer,
bir tarım faaliyetiyle sürdürülebilir
kereste çıkarmak mümkündür.
Orman köylüsü
ormandan karşılıksız yararlanan,
odun indiren,
kereste çıkaran
demek olamaz.
Ormana adapte olmuş,
ormanın tüm ağaçları,
kurdu kuşu ile bir olmuş insan türüdür.
Rızkını, ona hiçbir şekilde zarar vermeden
hatta ona bir çok açıdan yararlı olarak
arayan insandır.
Fakat, modern insan artık bu değildir.
Bu yüzden, insan artık
ormanlardan ne sebeple olursa olsun
uzak durmak zorundadır. ORMANA SAYGI - tam metin]
DOĞAL, TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASLARIN HAKLARI
Kanyonları, mağaraları, dağları, ulu kayaları,
doğal enteresan oluşumları, ırmakları,
su yolları plajları, koyları, gölleri,
denizlerin hatta okyanusların, buzulları
ve benzeri oluşumları
doğanın biçimlediği gibi bırakın.
İnsanın kültürel,
tarihsel veya antropolojik
kazanımlarının herbirini,
araştırıp, arşivleyip
mümkün olduğunca yaşatmak
onu, dünyaya kazandırmak
en önemli görevler arasındadır.
Toprak altında kalan bir fosili bulun.
Bir mağaranın dibinde kalmış
iskeletleri bulun inceleyin
tarihlendirin, hikayelendirin
onları bütün topluma
belgesellerde, müzelerde sunun.
Geçmişte kalmış insanların
ve onların kültürlerini
ve uygarlıklarını ortaya çıkarın.
En küçük detayına kadar onları yaşatmak için
her türlü imkanı seferber edin.
Bu kültürel ve tarihi mirasları
yok saymak, onları tahrip etmek
veya onların hikayelerini
insanlara duyurmamak
insanlık onuruna verilecek
en büyük zarardır DOĞAL, TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASLARIN HAKLARI - tam metin]
BARINMA HAKKI
Hayatta kalma ve kendini güvende hissetme içgüdüsü çoğu canlıyı yuva edinmeye sürükler. Karıncasından, arısına, tilkisinden, baykuşuna, köstebeğinden, balığına, timsahına kadar çoğu hayvan türünde rastlanan ortak bir davranış türüdür. Bitkiler için ise genel bir arada çok olma stratejisi benzer bir hayatta kalma avantajı sağlar.
Rahatsız edilmeden uyuyacağı, besleneceği, çiftleşip, yavrularını yetiştirebileceği bir yuva ortamı bunu talep eden her canlı için bir hakdır. Bir canlının yuvasından yahut barındığı ortamdan sürülüp çıkarılması ise kutsal kitaplarda dahi bahsi geçen en büyük günahdır. Bu hak, elinden alınmak istenen canlının iş nereye giderse gitsin, direnme ve savunma hakkı vardır. Ayrıca bir canlı barınağına izinsiz veya kötü niyetle giren başka bir canlıyı etkisiz hale getirebilmesi haktır
Bu yüzden; Bütün canlı formlarının yuva oluşturma arzularını normal görüp bunda kolaylıklar sağlanması insanın işgal alanları içerisinde insanın sorumluğundadır.
GIDA VE SUYA ERİŞİM
Hayatta kalabilmek için hayvanların çoğu formu yuvasından doğaya rızkını aramaya çıkar.
İnsan bundan farklı değildir. Karınca için bir tohum tanesi, arı için bir çiçek, balık kurbağa için bir sinek, bir kuş için solucan, bir kurt için ise bir tavşan.
Bitkiler ise ayağa dikilir, yapraklarını dallarını güneşe uzatır, köklerini suya yönlendirir havayı, suyu toprağı güneşi kendine gıda yapar.
Her türün kendine göre özgün bir beslenme türü bir dengesi vardır.
Bütün canlıların, hayata tutunabilmek için besin kaynaklarına ve suya erişim hakları vardır.
İnsan su havzalarını ve tarım ve hayvancılık alanlarını verimli bir plan dahilinde bütün insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda organize edecek ve bütün insanlığın gıda güvenliğini minimal sekilde sağlayacaktır. Paylaşırken, aç tavuklardan veya köpeklerden farklı olduklarını böbürlendikleri aklını kullanabileceklerini göstermelidirler.
İnsanlık eğer aç gözlülük etmez de sadece hayata tutunmak için gerektiği kadar beslenir ise ne kadar az gıdaya ve içeceğe ihtiyacı olduğuna kendi dahi şaşıracaktır.
İnsan artık, diğer canlıların beslenme alanlarını ellerinden almayacak, sorumsuzca suları kirletmeyecek. Diğer canlıların rızkını avlamayacak, mısırları tırtıklayan kargaları öldürmeyecek.
GIDA VE SUYA ERİŞİM - tam metin]
OYUN HAKKI
Kedi, Köpek, kurt, at, koyun, inek, yunus balığı bütün kompleks hayvan türlerinde boğuşmaca, koşmaca, yarışmaca, yakalamaca Ve benzeri şeklinde görülen oyun oynama içgüdüsü birey olmaya alışma niteliğinde doğal aktivitelerdir.
Çok eğlenceli olan canlıya yaşam gücü katan oyunları, hiçbir canlı bireyin elinden almaya kimsenin hakkı yoktur.
Bu sebeple, yetiştiğiniz veya göz kulak olduğunuz insan olsun, kedi, köpek veya çiftlik hayvanı olsun , Özellikle yavruları ve genç bireyleri kendi türlerinin yaşıtlarıyla ile bir araya getirin, oynasınlar, eğlensinler.
Fiziki temelli oyunlar oynama isteği, insan ırkında, Yardımcı aletleri, mekanları olan bireysel ve topluca yapılabilen Kuralları olan kompleks aktiviteler haline gelmiştir. Yavrular ve gençler kadar, büyükleri de içine çeken bu aktiviteye spor deriz.
MERAK , İNCELEME ve ARAŞTIRMA HAKKI
Canlıların içindeki merak, içgüdüsel bir davranıştır. Bilmediği nesneye bakma, inceleme, dürtme Bir yer ise oraya gitme isteği, dolaşma zaman zaman baş belası olabilecek kadar önlemez bir arzudur.
Bu içgüdü belki,
Farkı yiyecekleri keşfedebilme,
Yeni av sahaları bulabilme,
Veya iyi yaşam koşulları
edebilme üzerine sebeplenir;
Sonuçta, bir canlı merak ederse,
o şeyi inceleme veya oraya gitme ona haktır.
Bu insan için bütün medeniyetini
ortaya çıkaran içgüdüdür.
Bazllarımızın içindeki
bu arzu olmasaydı,
yere yıldırım düştüğünde,
aptalca ateşe doğru gitmek
ve onu incelemek
yerine birçokları gibi korkup kaçardı.
İşte ancak bu arzuyla
bilim ve teknoloji ilerleyebilmiştir.
İnsan önce,
kişisel tecrübeyle,
Sonra sözel ve yazı ile
bilgiyi biriktirmeyi keşfetmiştir.
Artık insan, biriktirilmiş her bilgiyi
istediği detayda araştırma, öğrenebilme hakkına sahiptir.
Hiçbir kişi, kurum bilgiye erişimi kısıtlayamaz, engeleyemez.
DOLAŞIM ÖZGÜRLÜĞÜ
Hareket edebilme, Avare dolaşıp, etrafa bakıp, yeni şeyler görebilme, gezebilme ne güzel şeydir.
Özellikle insan türü dünyayı kafasında böyle somutlaştırabilir, keşfeder, tanır, görür, anlar, özgürleşir.
Bu yüzden; Canlıların barınma ve beslenme alanları dışında özgürce dolaşabilmeleri hakdır.
Durum Böyle İse;
Hiç bir canlıyı barınak ve beslenme alanlarına hapsedip dikiltemezsiniz.
Kuşları, memelileri izole milli parklara sıkıştıramazsınız.
Kurtları sadece bir dağda, bir inde yaşamaya zorlayamazsınız.
Diğer canlıların hareket edebileceklerin alanların tamamını birbirine bağlayın.
Aslında insan aktiviteleri olan alanlar
Ada şeklinde olmalı ve bunlar birbirlerine hemzemin olmayan köprülerle bağlanmalıdır.
İnsan, gezmek, dolaşım için ayaklarını,
bisikleti, otomobili, karavanı, uçak, gemi, tekne hiçbir şey onu sınırlayamaz.
İnsanın icat ettiği sınırlar bu özgürlüğün tesisi için engel değildir.
Bu özgürlüğü dilediğince yaşayabilmesi gerekli tedbirler
toplumsal otoriteler tarafından garanti altına alınmalıdır.
Bunun istisnası,
İnsan aktivitesi dışında tutulan alanlardır.
İnsan sadece diğer insanların aktivite alanlarını özgürce ziyaret edebilir.
Çok özel durumlar harici insanlar Gaia’ya
(İnsan aktivitesiz alanlar diyarına verilen isimdir) giremezler.
Gaia, doğaya tam adaptasyonu benimsemiş,
ateş kullanmayan bir halk tarafından ziyaret edilebilir.
Ayrıca hastalıklar, insanın suçlu hallerinde toplumdan uzaklaştırılması veya hapsedilmesi halleri istisnadır.
İLETİŞİM HAKKI
İnsanın, bilginin ağır yükünü insanın sorumlu şekilde taşıyabileceği umuduyla...
Canlıların hemen hepsi, birbirleriyle konuşur, dertleşir, anlaşır. Herkesin bir başkasına söyleyecek şeyi vardır. Hayatta olmanın ispatıdır bir çok zaman ses çıkarmak. Bir canlı susunca ölümle eş tutarız; Diğer yandan hayvanların çoğu için hatta insanlar için dahi koku son derece önemlidir. Bazı türler, koku ile mekanlarını işaretler, üreme isteğini bildirir, yolunu bulur, Hatta böceklerin çoğu ses yerine, koku kullanır. Kimi canlı, isteklerini ve durumunu bedenine ve beden diline yansıtır.
Bu yüzden; Her canlının, diğer canlıları bireysel yada kitlesel olarak, bilgilendirme, çağırabilme, yardım isteyebilme, kur yapabilme, sevgisini veya nefretini ifade edebilme, kısacası amacı ne olursa olsun, işitsel, koku gibi duyulara dayalı, bedeniyle yada beden dili ile, yazılı veya görsel üretimlerle, veya elektrik, ışık ve radyo dalgası gibi teknolojik yollar kullanarak, veya başka yollarla iletişim hakkı vardır. Bu iletişim hakkı, çok istisnai haller dışında istenildiği kadar da özel olabilir.
Ayrıca toplumsal örgütlenmeler, iletişim kanallarını olabildiğince özgür ve açık tutmakla yükümlüdür.
İnsan ırkı için, İletişim özgürlüğü haber alma, fikir ve sanat üretme ve yayma şeklinde kişilerin kendilerini ifade ederlerken çok daha karmaşık hale gelir. Hatta milyonlarca insana hitap eden, ekonomik ve kültürel faaliyet halini alır.
Toplumsal otoriteler, bilgi ve haber kirliliğini en aza indirecek tedbirler alınmalı ve aynı zamanda olaylara farklı açılardan bakabilen yorum farkları yaratıla bilmelidir.
İnsan iletişimde sınır tanımayan bir çağa evrilmiştir. Bu iletişim, onu bilgili yaptığı kadar da tehlikeleri beraberinde getirmiştir.
İnsanın, bilgi ve iletişimin ağır yükünü insanın sorumlu şekilde taşıyabileceği umuduyla...
ÜREME VE ÜREMEYİ RED HAKKI
Bütün canlı formları, yeni nesiller oluşturma içgüdüsüne sahiptir. Ağaçlar çiçeklenir meyvelenir, tohumlanır, kol atar, spor atar. Balıklar, kuşlar, böcekler ve mikroplara kadar her canlı üremek için marifetler geliştirmiştir.
Bu dünyanın canlı kalmasının yegane stratejisidir.
İşte tam da bu yüzden;
Bütün canlı formlarının müdahalesiz üreme hakkı vardır.
İnsanın kendi türü, insan sebebi ile aşırı üremiş, üretilmiş, yahut soyu tükenmek üzere olan türler ve ayrıca çiftlik hayvanları müstesna, İnsanın doğadaki diğer canlıların üreme stratejilerine müdahaleye hakkı yoktur.
İnsan türü için :
Yukarıdaki mecburi kısırlaştırılması gereken türler sınıfına toplumsal psikolojik sağlığa zararları olan insanlar da dahildir.
Cinsel dürtüleriyle baş edemeyen kişiler kimyasal yoldan hadım edilmeleri ve şiddet dürtüleri ortadan kalkıncaya kadar tecritte tutulmaları alınabilecek tedbirler arasındadır.
Bireysel veya toplumsal kararla kimse kimseye üreme veya aksi yönde baskı yapamaz.
İnsanın üreme isteğinin dışa vurumu ise sosyal ve toplumsal bir boyut içermektedir.
Tamda bu yüzden Dişil ve Erkil taraflar tam rızasını açıkca karşı tarafa beyan etmeden, yaşça, akılca ve sosyal yeterlilikleri toplumca belirlenen sınırlar içinde olmadıkça üreme içgüdülerini taraflar baskılamak zorundadır.
EĞİTİM HAKKI
Her türün, kendi aklı yettiğince ve olanaklarıyla sınırlı olarak verdiği sistemli eğitim, bütün canlılar için haktır.
Özellikle sürü avcı hayvanlar, yavrularını yaşamın ileri aşamalarında gıda bulma, avlanma, kaçma eş seçme, tımarlanma, yıkanma ve benzeri durumlar için örnekleyerek, yol göstererek onları hazırlamaya uğraşırlar.
İnsanda kendi bilgi birikimlerini ve tecrübelerini sistemli şekilde benzer sebeplerle yavrularına öğretmeye uğraşır.
SAĞLIK SİSTEMİNE ERİŞİM HAKKI
Her canlı yaşamını idame ettirmek ister ve bunun için içgüdüsel bir çaba gösterir.
Yaralanmalar ve hastalıklar karşısında bilinçli yada bilinçsiz şekilde iyileşme isteği ve eğilimi vardır.
Herkes birbiri için herşeyden önce sıhhat ve mutluluk diler.
Durum böyleyken;
Bırakın insanlar arasında ayrım yapmayı, hayvanları, bitkileri ve hürlü tabiat varlığının hastalandığında iyileşmek için tedaviye ve koruyucu tedbirlere erişime hakkı vardır.
Bunun ancak sağlıklı bir çevrede olacağı düşünülürse, çevresinin sağlıklı tutulması hakkı vardır.
Tabiatın bir kisminda, şehrin bir yerinde veya bir sanayi alanında sadece insan değil, herhangi bir canlıda olumsuzluklar görünüyor ise emin olunuz ki, bu olumsuzlukların direkt kaynağı insan dahi olsa tekrar insana kadar kısa veya uzun vadeli dönen zararlar söz konusu olacaktır. Bunlar için ivedikle tedbirler alınız.
İnsan aklı ve bilim sayesinde, tabiatın ve kendi canlılık özünün detaylarını her geçen gün daha da çözmekte, doğal yaşam süreleri uzamaktadır.
Hiç kimseyi, hatta hiçbir canlıyı hastalık tedavilerinden, hastalıklardan koruyucu tedbirlerden mahrum etmeyiniz. Hiç bir canlının yaşamı zengin, bilgili veya otorite sahibi birinden daha az değerli değildir.
İnsan ve tabiat sağlığı için çok büyük organizasyonlar oluşturunuz ve fonlar kurunuz.
İnsan dünyayı ve insanların geri kalanını, büyük oranda kendi yaptığı felaketlerden korumak ve tedavi etmek zorundadır.
Hava, su ve besin kalitesi hastalıklardan korunmak için birincil önemdedir.
Gen sağlığı, düzenli sağlık taramaları, sağlık problemleri oluşturmayan beslenme biçimlerinin oluşturulması, İş, trafik ve yaşam güvenliği, sportif aktivitelerle desteklenen ikincil tedbirler alınmak zorundadır.
Toplumsal akıl sağlığını koruyucu önlemler alınmalıdır. Bugünkü var olan hayat düzeninin gereksinimleri, yüksek eğitim düzeyi ve kompleks uygulamalar gerektirmektedir.
Bu finans, şehir, trafik, iş ve sosyal dünya arasındaki dengeyi düzgün kuramazsanız, yakın gelecekte, işsiz kalabilir, tutuklanabilir, birikimlerinizi kaybedebilir, boşanabilir, hatta kendinizin ve başkalarının hayatını risk altına sokabilirsiniz.
Bütün bu kompleks kurallar ve uygulamalar bundan bir yüzyıl öncesi yaşayan tarım toplumunda bugüne ölçekli olarak son derece basitti.
Bu stres seviyesi, şehir insanı üzerinde sürekli bir baskı oluşturmakta, çoğu insan kırk yaşına gelmeden antidepresan ilaçlara başlamaktadır. Bunlara bağlı olarak, direkt yada dolaylı sağlık riski oluşmaktadır.
Bu yüzden insanların yaşamlarının her alanında kolaylaştıracak ve strese sokmayacak önlemler alınız.
Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.
Sağlam vücutta, sağlıklı çevre de bulunur.
BEDENİNİ SAHİPLENME HAKKI
Canlıların hemen hepsi,
üreme isteklerini, kızgınlıklarını,
üzgün oldukları zamanları
gibi hallerini bilinçli yada içgüdüsel
şekilde bedenlerine yansıtırlar.
Kimisi yıkanır, kimsi süslenir,
kimisi tüylerini ayıklar, kabartır,
kimisi saçlarını yatırır.
Kimisi şişinir kendini büyük gösterir,
Kimisi göğsüne vurur.
Kimisi çiçeklenir, yapraklanır, kokulanır,
Her tür, kendine has beden diliyle
halden hale girer,
İnsanın da
bedenine, giysilerine,
saçlarına, ellerine,
ayaklarına, yüzüne yansıyan
kendi kültürel aidiyeti veya
kişisel düşünceleriyle ilgili beden dili,
boyanması, hazırlanması vardır.
İşte bu yüzden;
Her canlı birey, türü, yaşı, cinsiyeti
ve ne aidiyette olursa olsun
bedenini istediği gibi süslemeye,
istediği gibi giyinmeye,
kapanmaya veya açmaya hakkı vardır.
]
KORUNMA VE GÜVENLİK HAKKI
Her canlı içgüdüsel olarak, kendine ve sevdiklerine karşı, yukarıdaki doğal haklarına karşı bir tehdit durumunda, ısırır, çifte atar, zehirler, dikenini batırır yahut döver.
Arılar, karıncalar, aslanlar,
sırtlanlar ve bazı çayır hayvanları
gibi sürü yahut koloni halinde yaşayanlar,
saldırı, işgal ve diğer şiddet içeren tehlikelere karşı
bir koruma yahut güvenlik bireyleri
Içeren iş bölümü yapmışlardır.
Aynı çözüm insan türü içinde geçerlidir.
Böyleyken,
Canlıların tehlikelere karşı,
korunma veya direnme hakkı vardır.
]
SOSYAL GÜVENLİK HAKKI
Hayvanlar aleminde sıklıkla görülen,
öksüz yavruların sahiplenilmesi ve bakımı,
Hastaların, savunmasız olanların korunması,
Yaşlılar avdan paylarının bulunması
bize gösterir ki,
Sürülerde, sosyal güvenlik doğal bir stratejidir.
Her türün
başarabildiği, sağlayabildiği
Sosyal güvenlik tedbirleri
Canlılar için haktır.
Kendini diğer canlılardan, üstün gören insan öylesine bencilleşmiştir ki, birçok toplumda artık sosyal güvenlik imkanları son derece kısıtlı olarak sunulmaktadır.
]
ADALET HAKKI
Canlıların haklarını, başka bir canlı gasp ederse, hakkı gasp edilen canlının bu hakkını, iş nereye giderse aramaya hakkı vardır.
Eğer o canlı, bu hakkı arayamıyorsa, insan onun adına bu hakkı aramakla yükümlüdür.
İnsanın adaleti, zararın tazmini
ve ceza açısından,
eşitlik ve orantı içeren bir sistem getirir.
Yavrusu elinden alınan, Kendinin ve sevdiklerinin yaşamına kastedilen, Barınağına veya sahiplendiği toprağa girilen veya barınağından, toprağından sürülen, Elinden, ağzından, önünden yemeği alınan, suyu çalınan hastalanan, yaralanan, Üremek isteyip eş bulamayan, tecavüz edilen Bağlanan, hapsedilen, sınırlanan, Sesi kesilen, bağıramayan, sesini duyuramayan, Fısıldamasına rağmen dinlenilen Ölmeyi isteyip ölemeyen, Ölülerine saygısızlık yapılan, Her tür şiddete karşı kendini koruyamayan hırçınlaşır, öfkelenir, Ve sonunda var gücüyle saldırır, Ya, savuşturur, Ya, kendi zararıyla orantısız bir adalet alır Ya daha fazla kayıp verir.
Adalet fikri, sadece insana özel bir şey değildir.
ÖLÜM VE ÖLÜLERİN HAKKI
Her canlı hayata gözlerini yumacaktır. Ama erken ama geç.
Hayvanların ölüm, bilincini bilemeyiz ama çoğu bunu üzüntüyle karşılamaktadır. Filler, köpekler, kargalar çoğu gelişmiş maymunlar ölülerinin başında insanlar ile benzer tepkiler vermektedir. Lakin ölümü hepsi kabulleniş gösterir. Ölüm her canlı için Hak dır.
Ölümün gelişine ve varlığına üzüldüğümüz gibi kabul etmekte zorlandığımız zorunlu bir haldir.
Bu yüzden İnsan aktivitelerinin bulunduğu alanlarda, ölen bütün canlıların cansız bedenlerini saygılı şekilde ortadan kaldırmalıyız. Kimisi toplum sağlığının gerektirdiği gibi bertaraf edilmeli kimisi de gerektiği gibi gömülmelidir.
İnsan bedenleri ise yaşamında dilediği gibi veya örfe uygun ebediyete uğurlanmalı.
Birbirine yakın akrabalar yaşarlarken, nasıl aynı mahallede oturmayı tercih eder, nesiller, nasıl aynı çatıyı paylaşırlarsa ve eşler nasıl aynı yatağı paylaşırlarsa, ölüm uykusunda da mümkünse birbirlerine yakın olmalıdırlar.
Onlar için aile mezarlıkları yapınız, ağaçlar dikiniz etrafına, huzurla rüzgarın tınısını dinleye bilsinler.
Bu geride kalanlar içinde mutlak bir vazife kolaylığıdır.
Modern çağın insanı düşünsel anlamda çok komplekstir. Bu yüzden, zaman zaman kendi ölümü kendi elinden çıkabilmektedir. Bu her ne kadar geride kalanlar tarafından korkakça, zalimce nitelesen de, yorum yapmak, nedenini anlayabilmek genelde çok zordur. Dünya sıkıntıları, gurur, aşağılanma, başarısız olma yüzünden, bu son gerçekleşti ise, yuh olsun o topluma ve baskılarına.
Sebebini anlayamadığımız zaman ise kimse kimseyi kınamasın ve vazifesini inkar etmesin.
Ayrıca; Kimi çaresiz hastalıkların son dönemlerinde yaşam kalitesi çok bozulan hastaların buna yönelmesini anlamak zorundayız.
Bu durumlarda onların haklarını yok saymayınız.
MUTLULUK HAKKI
Kendinin ve sevdiklerinin yaşamını
tehlikede hissetmeyen,
Barınağı veya sahiplendiği toprağı olan
Barınağı veya sahiplendiği toprağından sürülmeyen
Karnını doyurabilen,
Temiz suyu olan,
Hasta yada yaralı olmayan,
Rızasıyla eş bulabilen
Yavrulayabilen,
onu sağlıklı şekilde besleyip büyütebilen,
Bağlanmamış, hapsedilmemiş, sınırlananmamış,
Sesi çıkan, bağırabilen, sesini duyurabilen,
Fısıltıları başkasının kulağına gitmeyen,
Eceliyle ölebilen,
Ölülerine saygılı tören yapabilen,
Şiddete maruz kalmayan,
Gerekirse, kendini koruyabilen
Veya korunduğunu bilen,
Her canlı,
heyecanlanıp oraya buraya koşar,
Yeniden tomurculanır, bir yaprak,
bir çiçek daha açar,
Sarılır, kucaklaşır, güler, öper,
şarkı söyler, danseder
hatta aptallaşır.
Mutlu olur.
Mutluluğun resmi nasıl olur bilemem! Amma, İçgüdüsel Haklarına ve doğal Özgürlüklerine doyabien her canlı o kadar mutlu olur.
Canlıların haklarının biri bile yoksa,
bir tarafı eksik,
gülümsemesi hep yarımdır.
Bireyler ve Toplumsal otorite yarım gülümsemeyi tamamlamalıdır
Aksi takdirde,
İnsan da, onun aklı da sebebsizdir.